Vakit’teki ilanı ve altındaki tanımadığım imzayı gördüm, espriyi kavrayamadığım için önce bir ma’nâ veremedim. “N.Seyfullah Gülen” imzalı ve “İnsanlık onuruna darbe” başlıklı taziye ilanında şunlar yazılıydı:
“Dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen işgal hâdiseleri, insanlık onur ve haysiyetine en büyük darbeyi vurmaktadır. Semavî dinler insanın yaşam hakkını aziz tutar ve bir insanın haksız öldürülmesini küfre denk sayar. Bir kere daha tekrar etmek gerekir ki, ülkeler işgal edilerek hiçbir yere varılamaz.
“Gerçek iman sahipleri devlet terörüne izin vermez, devlet terörü yapanlar da gerçek iman sahibi olamaz. Ma’sûm insanlara karşı Filistin ve Afganistan’da estirilen devlet terörü etkisini kaybetmeden bu kez de Müslümanların çoğunlukta yaşadığı Irak’ta, Felluce’de menfur saldırılar sonucu binlerce insan hayatını kaybetti. Her defasında açıkça kınadığımız devlet terörü hangi ülkeden gelirse gelsin bir kez daha lanetliyor ve saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, acılı ailelere ve İslâm âlemine başsağlığı diliyorum.” (Vakit, 25 Temmuz 05)
Her gün haberlerini okuduğumuz Müslüman ölümlerini o kadar kanıksadık ki, böyle bir ilanın şimdi verilmesindeki inceliği ben göremedim doğrusu. Bir okuyucumuzun hassasiyet barometresi ancak yükseldi kanaati hâsıl oldu. Yine de ilanı kesip sakladım.
Ertesi gün bizim Hacı Mahmut’un gösterdiği bir başka ilanı görünce jeton düştü. Bir başka gazetede çıkmış olan o ilanın başlığı da aynen “İnsanlık onuruna darbe” başlığını taşıyordu. İmza yerinde de hayret verici bir benzerlik vardı: “M.Fethullah Gülen.”
Şimdi de bu taziye ilanına bakın:
“Dünyanın farklı bölgelerinde meydana gelen terör hadiseleri, insanlık onur ve haysiyetine en büyük darbeyi vurmuştur. İslâm, insanın yaşama hakkını aziz tutuyor ve bir insanın öldürülmesini küfre denk sayıyor. Bir kere daha tekrar etmek istiyorum ki, terörizm ile hiçbir yere varılamaz.
“Gerçek Müslüman asla terörist olamaz, terörist de Müslüman olamaz. Londra’da ma’sum insanlara karşı estirilen terör dalgası etkisini kaybetmeden bu kez Müslümanların çoğunlukta yaşadığı Mısır’da menfur bir saldırı sonucu onlarca insan hayatını kaybetti. Her defasında açıkça kınadığım terörü, nereden gelirse gelsin bir kez daha lanetliyor ve saldırıda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve İslâm âlemine başsağlığı diliyorum.”
İki “Gülen” ve iki “ilan” birlikte okununca hikâye bir ma’nâ kazanıyor. Bizim yazıya “Gülen’ler kafa karıştırdı” başlığını koymakta haksız mıyım?
N. Seyfullah Gülen imzalı taziye, inancını bozmamış her Müslümanın sahip çıkacağı bir metin taşıyor. İkinci Gülen ise, ne yapmak istemiş, anlamak mümkün değil. İslâmın “i’tikad” esaslarına taban tabana zıt görüşlerin altındaki imza, keşke bir cahile ait olsaydı.
Hiçbir ön kayıt koymadan, “Bir insanın öldürülmesi küfre denk” demek, bütün katilleri “kâfir” saymak demektir. Nefsine uyarak hata işlemiş bir mü’mine, o yanlışı doğru kabul etmediği müddetçe, nasıl “kâfir” denir? İ’tikad yanlışına şefkat özür olur mu?
“Terörist de Müslüman olamaz” demenin, “Hırsız da Müslüman olamaz, faiz yiyen de Müslüman olamaz, zina işleyen de Müslüman olamaz, içki içen de Müslüman olamaz” demekten ne farkı var? İslâm dininin “harb hukuku”denen bölümünü bir kenara koyalım, haramı helâl saymadığı müddetçe, bir büyük günah işleyen kişi dinden çıkar mı? Veya bir mü’min de nefsine uyarak büyük bir günah işlemiş olamaz mı? Böyle bir cümlenin Ehl-i Sünnet inancına değil, batıl Mu’tezile mezhebine uygun olduğunu bir hoca bilemez mi? İslâm dinine “aforoz” müessesesi mi girdi?
Terörün yanlışlığını anlatmak için Türkçede kelime ve cümle kıtlığı mı var?
Kusura bakılmasın, İslâm beldelerini zorbalıkla işgal etmiş zalim kâfirlere karşı hoşgörü dervişi kesilenlerden, onların başına bir fiske indiği zaman gözyaşları ile taziye verenlerden; kan gölüne dönen Irak, Çeçenistan, Afganistan, Filistin, Keşmir, Doğu Türkistan için de aynı hassasiyeti göstermelerini beklemek Müslümanların hakkı değil midir?
Vakit
