Copyright © 2020 | Tüm hakları mahfuzdur.
  • ARŞİV
    • 1995
    • 1998
    • 2002
    • 2003
    • 2004
    • 2005
    • 2006
    • 2007
    • 2008
    • 2009
    • 2012
    • 2013
    • 2020

Mustafa Kaplan

  • Ana Sayfa
  • Hakkında
  • Yazılar
  • Kitaplar
  • Videolar
  • İletişim
  • Ana Sayfa
  • Yazılar
  • Köşe Yazıları
  • Al Benden de O Kadar…

Al Benden de O Kadar…

yazar Mustafa Kaplan / 10 Aralık 2003 / Kategori Köşe Yazıları

Bu sene Avrupa seyahatinden dönüşte intibâlarımı aktarırken şöyle demiştim:

“Avrupa’nın dört bir köşesine dağılmış ve Haçlı torunlarının istiskáli ile ezilen Müslüman kardeşlerimizi bu sefer değişik bir gözle izledim. Hele yârın İslâm coğrafyasının göbeğinde ciddî bir şer’î devlet vücûd bulsun, bugün ezilen ve hor görülen bu Müslüman nüfûsun Avrupa’da niçin bulunduğu o zamân daha iyi anlaşılacaktır.

“Gâvurun ekmeğini fazla tıkınmaktan dolayı inançları aşınan ve papazlarla dost olmayı ma’rifet sayanlar ne yaparsa yapsın, kaderin bu bölgedeki Müslümanlara biçtiği rolü engellemeye güçleri yetmez. Yârın sular tersine akacak, bugünün köleleriyle efendileri behemehal yer değiştirecektir.” (Vakit, 24 Mayıs 2003)

Bilhassa Fransa’daki Arap ve Kürt Müslümanların işi berduşluğa ve serseriliğe vurmuş kesimini görünce, bende bu his uyandı. Dünyâda Müslümanlara sâhib çıkan ciddî bir devlet olsa, Batıda sığıntı gibi yaşayan Müslüman nüfûs o sağlam desteği arkasında hissetse; bugün o serseri hayât içinde sürünen Müslüman gençlerin yârın her birisinin birer arslan olacağında zerre kadar şüphem kalmadı.

Alanya’dan bayram tebriği gönderen Mehmet Kaya’nın kartındaki ifâdeler beni bu yazıyı yazmaya sevk etti. Orada deniyordu ki:

“Her şey rüzgâra bakıyor abi,/ Bakma esrar çekip mayıştıklarına./ Bir gün var ya bir gün bu Mağribli çocuklar/ Bir gün yakacaklar Paris’i…”

Bugün için hayâl, ama yârın için bir çıplak gerçek. Bugün dindar geçindikleri hâlde papazlarla dostluğu tercîh eden kesim o gün mayışıp kalırken, bugünkü cemiyetten kopmuş sokak çocuğu hüviyeti taşıyan kayıp Müslüman nesil o günün kahramanları olmaya namzettir. Ben bu gerçeğin kokusunu hapishânede almıştım. O esrarcı, gaspçı, kátil gençler Kur’ân’ı öğrenip de ibâdet etmenin lezzetini aldıktan sonra, Allah için şehâdet hasretini dile getiriyorlardı. Pisliğin acısını yaşayanlar, temiz hayâtın kıymetini herkesten daha iyi takdîr ediyorlardı.

Evet, Mehmet Kaya, bir kartla beni nerelere götürdün bak, görüyorsun. Yolum Konaklı’ya doğru düşerse, elbette bir çayını seve seve içerim.

Allah mü’minlerin yardımcısı olsun, sâhiblerini tez göndersin, âmîn…

Vakit

Facebook'da PaylaşTwitter'da PaylaşLinkedin'de PaylaşPinterest'de Paylaş
1

Diğer Yazılar

Ne Olacak Harry’nin Kariyeri?
Gurbetin Güzel Yanı
Bayram Demek Âdet Olmuş

Son Yazılar

  • Adalet Bakan Yardımcısı sayın Yılmaz’a alenî suç duyurumdur!

  • Muhbir Mühtedî – 4

  • Muhbir Mühtedî – 3

  • Muhbir Mühtedî – 2

  • Muhbir Mühtedî – 1

Etiketler

  • 1432
  • 28 Şubat
  • Abdulkadir Aksu
  • Ağlayan ve Ağlatan Vaiz
  • Ahirzaman
  • Ahmet Hakan
  • Bediüzzaman
  • Cemal Uşşak
  • Cihad
  • Dabbetülarz
  • Deccal
  • Dinde Reform
  • Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü
  • Edille-i Şer’iyye
  • Faris Kaya
  • Fetullah Gülen
  • Gizli Müslüman Papazlar
  • Hacı Hulusi Bey
  • Hakan Albayrak
  • Hulusi Yahyagil
  • Hz. Mehdi (as)
  • Ilımlı İslam
  • İlahiyatçılar
  • Kara Panter
  • Kızıl Elma
  • Laiklik
  • Mehmet Kayalar
  • Mutlak Varis
  • Neşredilmeyen Yazılar
  • Nurcuların Hain-i Ekberi kimdir?
  • Said Nursi
  • Tesettür
  • Ulemaü’s-su
  • Üstad
  • Yahudi Kardinal
  • Ye’cûc ve Me’cûc
  • Yerli Kardinaller

Mustafa Kaplan

  • Ana Sayfa
  • Hakkında
  • Yazılar
  • Kitaplar
  • Videolar
  • İletişim

Copyright © 2021 | Tüm hakları mahfuzdur.

ÜST